|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
(herhangi bir) ilerleme kaydetmemek |
make no headway v.
|
|
The political unity of Europe made no headway whatsoever in Nice.
Avrupa'nın siyasi birliği Nice'te hiçbir ilerleme kaydetmemiştir.
More Sentences
|
2 |
General |
herhangi bir yerde |
anywhere adv.
|
|
Neither Members nor anyone else should smoke anywhere other than in the designated smoking areas.
Ne Üyeler ne de bir başkası belirlenmiş sigara içme alanları dışında herhangi bir yerde sigara içmemelidir.
More Sentences
|
3 |
General |
herhangi bir yer |
anywhere adv.
|
|
The disease could easily happen again anywhere in Europe.
Bu hastalık Avrupa'nın herhangi bir yerinde kolaylıkla yeniden ortaya çıkabilir.
More Sentences
|
4 |
General |
herhangi bir şekilde |
in any way adv.
|
|
We are told that it would not require the text laid down in Nice to be re-written in any way, but this is impossible.
Bize Nice'de ortaya konan metnin herhangi bir şekilde yeniden yazılmasının gerekmeyeceği söylendi, ancak bu imkansız.
More Sentences
|
5 |
General |
herhangi bir zaman |
anytime adv.
|
|
Stop by anytime.
Herhangi bir zamanda uğrayın.
More Sentences
|
6 |
General |
herhangi bir zamanda |
ever adv.
|
|
If you ever come to town, come to see me.
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
More Sentences
|
7 |
General |
herhangi bir zamanda |
any given time adv.
|
|
There are hundreds of thousands of women in jail at any given time in the United States.
Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir zamanda cezaevinde yüz binlerce kadın bulunuyor.
More Sentences
|
8 |
General |
herhangi bir kimse |
anyone pron.
|
|
Is there anyone you can trust in this cold place?
Bu soğuk yerde güvenebileceğin herhangi bir kimse var mı?
More Sentences
|
9 |
General |
herhangi bir şey |
anything pron.
|
|
If we have to wait for the figures, it will be a long time before anything happens.
Eğer rakamları beklemek zorunda kalırsak, herhangi bir şeyin gerçekleşmesi uzun zaman alacaktır.
More Sentences
|
|
10 |
General |
herhangi bir yerde |
wherever pron.
|
|
They hold them in the forged passport section or wherever and they send them home.
Onları sahte pasaport bölümünde ya da herhangi bir yerde tutuyorlar ve evlerine gönderiyorlar.
More Sentences
|
11 |
General |
herhangi bir görevi masa başında yapıp değerlendirmeye tabi tutan kişi |
desk officer n.
|
|
12 |
General |
herhangi bir alanda en büyük ödül |
blue ribbon n.
|
|
13 |
General |
herhangi bir şeyden yoğun yığın |
cloud n.
|
|
14 |
General |
herhangi bir yazı |
paper n.
|
|
15 |
General |
sırtı çukur olan herhangi bir şey |
saddleback n.
|
|
16 |
General |
kalabalık içinde herhangi bir olaya müdahale etmeme eğilimi |
bystander effect n.
|
|
17 |
General |
haftanın herhangi bir günü |
any day of the week n.
|
|
18 |
General |
herhangi bir olayın ellinci yıldönümü |
jubilee n.
|
|
19 |
General |
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına |
optional extra n.
|
|
20 |
General |
emeklilik sigortası gibi işçiye ücreti dışında sağlanan herhangi bir şey |
fringe benefit n.
|
|
21 |
General |
herhangi bir ülkenin egemenliğinde olmayan sular |
high seas n.
|
|
22 |
General |
olay (meydana gelen herhangi bir) |
occurrence n.
|
|
23 |
General |
işçinin herhangi bir nedenle işine gelmemesi durumu |
absenteeism n.
|
|
24 |
General |
laktik asidin herhangi bir tuzu veya esteri |
lactate n.
|
|
25 |
General |
karanfil familyasından herhangi bir çiçek |
dianthus n.
|
|
26 |
General |
reçine (çam reçinesinden başka herhangi bir) |
gum n.
|
|
27 |
General |
ünlü olmak dışında kaydedeğer herhangi bir meziyeti olmayan ünlü |
professional celebrity n.
|
|
28 |
General |
kalıtım yoluyla geçen herhangi bir özellik |
heritage n.
|
|
29 |
General |
barış sembolü olarak kullanılan herhangi bir şey |
olive branch n.
|
|
|
30 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması durumu |
aporia n.
|
|
31 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması |
aporia n.
|
|
32 |
General |
ismin yalın halinden başka herhangi bir hali |
oblique case n.
|
|
33 |
General |
bir nesne ya da olguyu herhangi bir şekilde tanımlayan veri |
metadata n.
|
|
34 |
General |
herhangi bir aksesuar |
fitting n.
|
|
35 |
General |
herhangi bir şeyin yok olacağı haberi |
knell n.
|
|
36 |
General |
herhangi bir şeyin yerini gösteren işaret |
landmark n.
|
|
37 |
General |
sporda verilen herhangi bir işaretle yarışa başlama |
ascent n.
|
|
38 |
General |
dialkol;herhangi bir diatomik alkol |
glycol n.
|
|
39 |
General |
herhangi bir pasif eğlence biçimi |
enterdrainment n.
|
|
40 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma |
contextualization n.
|
|
41 |
General |
özel alet aracılığıyla herhangi bir boşlukta bulunan havayı boşaltma |
exsufflation n.
|
|
42 |
General |
cumartesi ve pazar dışında herhangi bir gün |
weekday n.
|
|
43 |
General |
çatı şeklinde örten herhangi bir yapı |
tecta n.
|
|
44 |
General |
yelpaze biçimindeki herhangi bir şey |
fan n.
|
|
45 |
General |
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb) |
bond year n.
|
|
46 |
General |
insanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer |
venue n.
|
|
47 |
General |
yolcu taşıyan herhangi bir aracın bölmesi |
car n.
|
|
48 |
General |
herhangi bir kimse |
everyman n.
|
|
49 |
General |
herhangi bir adam |
man in the street n.
|
|
50 |
General |
herhangi bir gemi veya uçak |
craft n.
|
|
51 |
General |
herhangi bir ulaşım biçiminde kalkış ve varış saatlerini gösterir tarife |
timetable n.
|
|
52 |
General |
herhangi bir malzemeden küçük bir parça |
patch n.
|
|
53 |
General |
herhangi bir sınıfa girmeme |
classlessness n.
|
|
54 |
General |
herhangi bir şeye yeni başlayan kimse |
neophyte n.
|
|
55 |
General |
ıstırabı yok eden herhangi bir şey |
nepenthe n.
|
|
56 |
General |
herhangi bir şeyin kaynağı |
nidus n.
|
|
57 |
General |
yüzün herhangi bir tarafı |
feature n.
|
|
58 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte tekrar ele alma |
recontextualization n.
|
|
59 |
General |
hint-avrupa dil ailesinden herhangi bir dili konuşan halk |
aryan n.
|
|
60 |
General |
takip etmede kullanılan herhangi bir şey |
follow-up n.
|
|
61 |
General |
abd'de uzakdoğu dahil asya'nın herhangi bir yerinden gelen kişi |
asian n.
|
|
62 |
General |
(herhangi) bir |
a n.
|
|
63 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma |
contextualisation n.
|
|
64 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma |
contextualization n.
|
|
65 |
General |
günün herhangi bir zamanı |
at any time of day n.
|
|
66 |
General |
herhangi bir ilimde ilk çalışma |
propaedeutic n.
|
|
67 |
General |
herhangi bir ilimde ilk çalışma |
propaedeutics n.
|
|
68 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fanfic n.
|
|
69 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fanfiction n.
|
|
|
70 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fan-fiction n.
|
|
71 |
General |
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü |
biblical canon n.
|
|
72 |
General |
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü |
canon of scripture n.
|
|
73 |
General |
herhangi bir sebeple hayvansal kaynaklı hiçbir besini tüketmeme |
veganism n.
|
|
74 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma |
contextualisation n.
|
|
75 |
General |
herhangi bir kanıta dayanmayan düşünce |
say-so n.
|
|
76 |
General |
herhangi bir korku anında ani zıplama |
jumpscare n.
|
|
77 |
General |
herhangi bir aktiviteye yeni başlayan, herhangi bir aktivitenin acemisi olan kimse |
newbie n.
|
|
78 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadence n.
|
|
79 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadency n.
|
|
80 |
General |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally n.
|
|
81 |
General |
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey |
taonga [new zeland] n.
|
|
82 |
General |
herhangi bir kiliseye veya binaya bağlı olmayan çan kulesi |
campanile n.
|
|
83 |
General |
mum yakmak için kullanılan herhangi bir araç veya nesne |
candlelighter n.
|
|
84 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalization n.
|
|
85 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalisation n.
|
|
86 |
General |
herhangi bir otoritenin gözdesi |
teacher's pet n.
|
|
87 |
General |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
odd-even rationing n.
|
|
88 |
General |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
even odd rationing n.
|
|
89 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapter house n.
|
|
90 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapterhouse n.
|
|
91 |
General |
herhangi bir şeyi toplamayan kimse |
noncollector n.
|
|
92 |
General |
işkence, sıkıntı veya acı veren herhangi bir şey |
tormentry n.
|
|
93 |
General |
herhangi bir kategoride sınıflandırılamayan kimse/şey |
transcendent n.
|
|
94 |
General |
herhangi bir grup |
any body n.
|
|
95 |
General |
grubun herhangi bir üyesi |
any one n.
|
|
96 |
General |
briçte eli güçlendiren ancak herhangi bir el değerlendirme yönteminde bahsedilmeyen kart |
filler n.
|
|
97 |
General |
herhangi bir kadın |
everywoman n.
|
|
98 |
General |
şövalyenin vücudunun herhangi bir kısmını örten zincirli tertibat |
voider [dialect] n.
|
|
99 |
General |
herhangi bir sanat, zanaat veya ticaret alanında usta olan erkek |
master workman n.
|
|
100 |
General |
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey |
whole cloth n.
|
|
101 |
General |
herhangi bir kimse |
manjack [caribbean] n.
|
|
102 |
General |
sahiplik, üretim yeri veya kalite bildiren isim, logo veya herhangi bir işaret |
mark n.
|
|
103 |
General |
(ingiliz sömürge dönemi hindistanı'nda) bir ingiliz memurun veya statü sahibi herhangi bir beyaz adamın karısı |
memsahib n.
|
|
104 |
General |
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi |
midair n.
|
|
105 |
General |
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi |
mid-air n.
|
|
106 |
General |
herhangi bir konuda sevgiyle veya derin bilgiyle yazı yazan kimse |
boswell n.
|
|
107 |
General |
herhangi bir markaya bağlılığı olmayan bir tüketici |
brandslut n.
|
|
108 |
General |
herhangi bir erkek |
mister n.
|
|
109 |
General |
vücudu veya herhangi bir uzvunu hareket ettirme |
motion n.
|
|
110 |
General |
para kazanmak için herhangi bir meslek icra etmeyen, zengin bir erkek |
gentleman n.
|
|
111 |
General |
(vücudun herhangi bir bölümünü) çevirme |
rotation n.
|
|
112 |
General |
herhangi bir cinsiyete çekim duymaya açık kimse |
omnisexual n.
|
|
113 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common at large n.
|
|
114 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common in gross n.
|
|
115 |
General |
herhangi bir bağlılığı olmayan kimse |
independent n.
|
|
116 |
General |
baklagillerden herhangi bir bitki |
pea n.
|
|
117 |
General |
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma |
seasonalities n.
|
|
118 |
General |
(ingiltere'de) herhangi bir bira yapımcısına ait olmayıp sahibinin kendi birasını ürettiği veya birayı istediği yerden satın aldığı bar |
free public house n.
|
|
119 |
General |
x miktarda (herhangi bir şey) |
x amount (of something) n.
|
|
120 |
General |
varlığı herhangi bir şeye dayanmayan oluşum |
substantive n.
|
|
121 |
General |
olmak (hayat/işler herhangi bir durumda) |
go v.
|
|
122 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak |
contextualize v.
|
|
123 |
General |
herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak |
embrue v.
|
|
124 |
General |
herhangi bir hayat belirtisi göstermemek |
show no signs of life v.
|
|
125 |
General |
herhangi bir yanlış görmemek |
see no wrong v.
|
|
126 |
General |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let something ride v.
|
|
127 |
General |
(herhangi bir) ilerleme göstermemek |
make no headway v.
|
|
128 |
General |
(herhangi bir) gelişme göstermemek |
make no headway v.
|
|
129 |
General |
(herhangi bir) gelişme kaydetmemek |
make no headway v.
|
|
130 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak |
contextualise v.
|
|
131 |
General |
herhangi bir olaydan kaynaklanmak |
arise out of v.
|
|
132 |
General |
herhangi bir anlam ifade etmemek |
not make any sense v.
|
|
133 |
General |
herhangi bir anlam ifade etmemek |
make no sense v.
|
|
134 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak |
contextualize v.
|
|
135 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak |
contextualise v.
|
|
136 |
General |
herhangi bir sürece ya da ürüne etki eden ufak problemleri çözmek |
work out the bugs v.
|
|
137 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalize v.
|
|
138 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalise v.
|
|
139 |
General |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
allodial adj.
|
|
140 |
General |
herhangi bir tanesi |
any adj.
|
|
141 |
General |
hakkında herhangi bir suçlama veya itham bulunmayan |
sackless adj.
|
|
142 |
General |
herhangi bir fiyatı olmayan |
tariffless adj.
|
|
143 |
General |
(herhangi) bir |
an adj.
|
|
144 |
General |
(herhangi) bir |
any adj.
|
|
145 |
General |
herhangi bir duyu organıyla hissedilen |
sensated adj.
|
|
146 |
General |
herhangi bir sınıfla ilgili olmayan |
nonclass adj.
|
|
147 |
General |
herhangi bir sonuca kesin bir etki etmeyen |
nondecisive adj.
|
|
148 |
General |
herhangi bir teması olmayan |
nonthematic adj.
|
|
149 |
General |
herhangi bir duygu sergilemeyen |
throbless adj.
|
|
150 |
General |
herhangi bir meziyeti olmayan |
unremarkable adj.
|
|
151 |
General |
herhangi bir özelliği olmayan |
unremarkable adj.
|
|
152 |
General |
herhangi bir işte çalışmayan |
unactive adj.
|
|
153 |
General |
herhangi bir özelliği olmayan |
unprepossessing adj.
|
|
154 |
General |
test sonuçlarını etkileyecek herhangi bir bilgi verilmeden yapılan |
blind adj.
|
|
155 |
General |
herhangi bir teste dayanan |
high-proof adj.
|
|
156 |
General |
felsefi veya dini hümanizmin herhangi bir formuna ait |
humanist adj.
|
|
157 |
General |
felsefi veya dini hümanizmin herhangi bir formu ile ilişkili |
humanist adj.
|
|
158 |
General |
herhangi bir para biriminde milyarları bulunan |
multibillion adj.
|
|
159 |
General |
herhangi bir para biriminde milyarlara mal olan |
multibillion adj.
|
|
160 |
General |
parasal olmayan herhangi bir birimden milyarlarca içeren |
multibillion adj.
|
|
161 |
General |
menfaat içeren herhangi bir durumdan gayriahlaki şekilde istifade eden |
opportunistic adj.
|
|
162 |
General |
amaçtan, önderlikten veya kılavuzluk edecek herhangi bir şeyden yoksun |
rudderless adj.
|
|
163 |
General |
(koleksiyon pulu) tamamen uydurma ve herhangi bir ülkeye ait olmayan |
illegal adj.
|
|
164 |
General |
herhangi bir cinsiyete çekim duymaya açık olan |
omnisexual adj.
|
|
165 |
General |
varlığı herhangi bir nedene bağlı olmayan |
self-existent adj.
|
|
166 |
General |
herhangi bir fiyat için |
for any price adv.
|
|
167 |
General |
herhangi bir şekilde |
in anyway adv.
|
|
168 |
General |
herhangi bir yolla |
in any way adv.
|
|
169 |
General |
herhangi bir suretle |
by any means adv.
|
|
170 |
General |
herhangi bir yere |
anywhere adv.
|
|
171 |
General |
herhangi bir şekilde |
in what manner adv.
|
|
172 |
General |
herhangi bir suretle |
in any wise adv.
|
|
173 |
General |
herhangi bir tarafa |
whitherward adv.
|
|
174 |
General |
herhangi bir şekilde |
by some means or other adv.
|
|
175 |
General |
herhangi bir yere |
whithersoever adv.
|
|
176 |
General |
herhangi bir engel olmaksızın |
without let or hindrance adv.
|
|
177 |
General |
herhangi bir yere |
any place adv.
|
|
178 |
General |
herhangi bir şekilde |
anywise adv.
|
|
179 |
General |
herhangi bir şekilde |
anyway adv.
|
|
180 |
General |
herhangi bir şekilde |
anyhow adv.
|
|
181 |
General |
(herhangi) bir yere |
anywhere adv.
|
|
182 |
General |
(herhangi) bir yerde |
anywhere adv.
|
|
183 |
General |
herhangi bir zamanda |
whenever adv.
|
|
184 |
General |
herhangi bir zamanda |
at anytime adv.
|
|
185 |
General |
bundan sonraki herhangi bir zamanda |
at any time thereafter adv.
|
|
186 |
General |
herhangi bir sebeple |
for any reason adv.
|
|
187 |
General |
herhangi bir şekilde |
in any manner adv.
|
|
188 |
General |
herhangi bir bakımdan |
in any respect adv.
|
|
189 |
General |
herhangi bir yer için |
for anywhere adv.
|
|
190 |
General |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
unjustifiably adv.
|
|
191 |
General |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
inexcusably adv.
|
|
192 |
General |
herhangi bir şekilde |
any way adv.
|
|
193 |
General |
herhangi bir yere |
any whither adv.
|
|
194 |
General |
herhangi bir zamanda |
anywhen adv.
|
|
195 |
General |
herhangi bir yere doğru |
anywhither adv.
|
|
196 |
General |
herhangi bir zaman |
whensoever adv.
|
|
197 |
General |
herhangi bir şekilde |
once adv.
|
|
198 |
General |
herhangi bir yerde |
owher [obsolete] adv.
|
|
199 |
General |
herhangi bir yer |
owher [obsolete] adv.
|
|
200 |
General |
herhangi bir şekilde |
owt [dialect] adv.
|
|
201 |
General |
herhangi bir kimse |
anybody pron.
|
|
202 |
General |
(herhangi) bir şey |
anything pron.
|
|
203 |
General |
herhangi bir yer |
anyplace pron.
|
|
204 |
General |
herhangi bir şey |
owt pron.
|
|
205 |
General |
herhangi bir yere |
wherever pron.
|
|
206 |
General |
herhangi bir yer |
wherever pron.
|
|
207 |
General |
herhangi bir kişinin |
whose pron.
|
|
208 |
General |
herhangi bir yere |
whither conj.
|
|
209 |
General |
herhangi bir sonuca |
whither conj.
|
|
210 |
General |
herhangi bir duruma |
whither conj.
|
|
211 |
General |
herhangi bir zamanda |
whenas conj.
|
|
212 |
General |
herhangi bir yerden |
whencesoever conj.
|
|
213 |
General |
herhangi bir kaynaktan |
whencesoever conj.
|
|
214 |
General |
ingiliz veya britanya kökenli herhangi bir şeyi belirtmek üzere kullanılan önek |
anglo pref.
|
|
215 |
General |
herhangi bir alanda mükemmellik belirten sonek |
-tastic suf.
|
|
216 |
General |
herhangi bir şekilde |
by any manner of means expr.
|
|
217 |
General |
herhangi bir yolla |
by any manner of means expr.
|
|
Phrasals |
|
218 |
Phrasals |
herhangi bir fondan hisse satın almak |
buy in v.
|
|
219 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) aklamak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
220 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
221 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) beraat ettirmek |
acquit (one) of (something) v.
|
|
222 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) temize çıkarmak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
223 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) aklamak |
acquit someone of something v.
|
|
224 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak |
acquit someone of something v.
|
|
225 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) beraat ettirmek |
acquit someone of something v.
|
|
226 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) temize çıkarmak |
acquit someone of something v.
|
|
227 |
Phrasals |
herhangi bir yere atmak/bırakmak |
pitch on v.
|
|
228 |
Phrasals |
(herhangi bir tarafa) meyletmek/eğilmek |
list to (some direction) v.
|
|
Phrases |
|
229 |
Phrases |
aksine herhangi bir hüküm bulunsa bile |
notwithstanding any provision to the contrary expr.
|
|
230 |
Phrases |
herhangi bir zamanda |
at any one time expr.
|
|
231 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without making any restrictions expr.
|
|
232 |
Phrases |
herhangi bir anlaşmazlık durumunda |
in case of any dispute expr.
|
|
233 |
Phrases |
herhangi bir neden göstermeden |
without giving any reason expr.
|
|
234 |
Phrases |
herhangi bir değişiklik yapma |
don't make any changes expr.
|
|
235 |
Phrases |
eğer herhangi bir sorun meydana gelirse |
if any problem occurs expr.
|
|
236 |
Phrases |
herhangi bir amaçla |
for whatever purpose expr.
|
|
237 |
Phrases |
herhangi bir anlaşmazlık halinde |
in case of any dispute expr.
|
|
238 |
Phrases |
herhangi bir bildirim yapılmaksızın |
without any notification expr.
|
|
239 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without any restrictions imposed expr.
|
|
240 |
Phrases |
eğer herhangi bir sorun meydana gelirse |
if any problem arises expr.
|
|
241 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe göstermeden |
without any reason expr.
|
|
242 |
Phrases |
eğer herhangi bir problem olursa |
if any problem occurs expr.
|
|
243 |
Phrases |
eğer herhangi bir problem olursa |
if any problem arises expr.
|
|
244 |
Phrases |
herhangi bir sorumluluk kabul etmeyerek |
without accepting any responsibility expr.
|
|
245 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without imposing any restrictions expr.
|
|
246 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
without any excuse expr.
|
|
247 |
Phrases |
herhangi bir amaçla |
for any purpose expr.
|
|
248 |
Phrases |
herhangi bir değişiklik yapmayınız |
don't make any changes expr.
|
|
249 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin |
without any justification expr.
|
|
250 |
Phrases |
herhangi bir zamanda |
at any given time expr.
|
|
251 |
Phrases |
şu andan itibaren geçerli (herhangi bir kararın) |
effective immediately expr.
|
|
252 |
Phrases |
tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla |
without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr.
|
|
253 |
Phrases |
tarih herhangi bir rehber ise |
if history is any guide expr.
|
|
254 |
Phrases |
türk lirası veya herhangi bir para cinsinden |
in turkish lira or any other currency expr.
|
|
255 |
Phrases |
(belirlenen/belli bir zaman aralığındaki) herhangi bir zamanda |
at any given time expr.
|
|
256 |
Phrases |
herhangi bir şekilde |
at all expr.
|
|
Proverb |
|
257 |
Proverb |
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır |
people who live in glass houses shouldn't throw stones
|
|
258 |
Proverb |
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır |
those who live in glass houses shouldn't throw stones
|
|
Colloquial |
|
259 |
Colloquial |
herhangi bir kategoriye girmeyen kimse |
tweener n.
|
|
260 |
Colloquial |
eski araba ya da herhangi bir makine |
bolt bucket n.
|
|
261 |
Colloquial |
hiçbir şeyi umursamadan herhangi bir durumda tüm zorluklara rağmen istediğini elde etmek anlamına gelen bir ifade |
thug life n.
|
|
262 |
Colloquial |
herhangi bir sorumluluğu olmayan genç adam |
roving blade n.
|
|
263 |
Colloquial |
(birinin) herhangi bir kazancı |
anything in it for (one) n.
|
|
264 |
Colloquial |
(birinin) herhangi bir çıkarı |
anything in it for (one) n.
|
|
265 |
Colloquial |
herhangi bir kelime |
boo n.
|
|
266 |
Colloquial |
herhangi bir ses |
boo n.
|
|
267 |
Colloquial |
herhangi bir kimse |
booger n.
|
|
268 |
Colloquial |
herhangi bir şey |
booger n.
|
|
269 |
Colloquial |
herhangi bir hazırlık yapmadan |
ex tempore adv.
|
|
270 |
Colloquial |
herhangi bir yerde |
anyplace [us/canada] adv.
|
|
271 |
Colloquial |
herhangi bir yere |
anyplace [us/canada] adv.
|
|
272 |
Colloquial |
herhangi bir yerde |
anywheres [us] adv.
|
|
273 |
Colloquial |
herhangi bir yere |
anywheres [us] adv.
|
|
274 |
Colloquial |
herhangi bir hazırlık yapmadan |
off hand expr.
|
|
275 |
Colloquial |
günün herhangi bir saatinde |
at any time of day expr.
|
|
276 |
Colloquial |
herhangi bir suretle |
in any way expr.
|
|
277 |
Colloquial |
herhangi bir zorluk çekmeden |
hands down expr.
|
|
278 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
anyways expr.
|
|
279 |
Colloquial |
herhangi bir gün olur |
any day will do expr.
|
|
280 |
Colloquial |
herhangi bir gün |
any day expr.
|
|
281 |
Colloquial |
herhangi bir gün bana uyar |
any day will do expr.
|
|
282 |
Colloquial |
dünyanın herhangi bir yerinde |
god's green earth expr.
|
|
283 |
Colloquial |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr.
|
|
284 |
Colloquial |
buna benzer herhangi bir şey |
anything of the kind expr.
|
|
285 |
Colloquial |
herhangi bir suretle |
never a whit expr.
|
|
286 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
never a whit expr.
|
|
287 |
Colloquial |
gece veya gündüz herhangi bir saat |
all hours (of the day and night) expr.
|
|
288 |
Colloquial |
gece veya gündüz herhangi bir saat |
all hours (of the day and night) expr.
|
|
289 |
Colloquial |
herhangi bir şey, zaman |
any old thing, time expr.
|
|
290 |
Colloquial |
başka herhangi bir mesele |
any other business expr.
|
|
291 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
any which way expr.
|
|
292 |
Colloquial |
birinin herhangi bir kazancı |
anything/nothing/something in it for somebody expr.
|
|
293 |
Colloquial |
birinin herhangi bir çıkarı |
anything/nothing/something in it for somebody expr.
|
|
294 |
Colloquial |
başka herhangi bir mesele |
aob (any other business) expr.
|
|
295 |
Colloquial |
başka herhangi bir iş |
aob (any other business) expr.
|
|
296 |
Colloquial |
herhangi bir ipucu var mı? |
any leads? expr.
|
|
297 |
Colloquial |
günün herhangi bir saati |
day or night expr.
|
|
298 |
Colloquial |
ümitsiz hastalarda kalp ve solunum durması olayında herhangi bir müdahalede bulunmama kararı |
dnacpr (do not attempt cpr (cardiopulmonary resuscitation)) expr.
|
|
299 |
Colloquial |
(sosyal medyada) fotoğrafın üzerinde filtre/herhangi bir oynama olmadığını belirten etiket |
#nofilter expr.
|
|
300 |
Colloquial |
herhangi biri/bir şey/bir yer |
somebody/something/somewhere or other expr.
|
|
301 |
Colloquial |
herhangi bir tercihim yok |
I don't care exclam.
|
|
Idioms |
|
302 |
Idioms |
herhangi bir ilgi |
the faintest interest n.
|
|
303 |
Idioms |
kavranması zor bir iç işleyişi olan herhangi bir sistem ya da araç |
black box n.
|
|
304 |
Idioms |
herhangi bir şey |
any old thing n.
|
|
305 |
Idioms |
sığınacak herhangi bir liman |
any port in a storm n.
|
|
306 |
Idioms |
(olayların/hayatın/herhangi bir şeyin) iyi/iyimser/neşeli/yararlı/olumlu tarafı |
sunny side n.
|
|
307 |
Idioms |
herhangi bir hükümdar |
king or kaiser [old-fashioned] n.
|
|
308 |
Idioms |
herhangi bir fani hükümdar/hükmeden |
king or kaiser [old-fashioned] n.
|
|
309 |
Idioms |
herhangi bir yer |
any old place n.
|
|
310 |
Idioms |
herhangi bir köşe |
any (old) nook or cranny n.
|
|
311 |
Idioms |
herhangi bir şeyle karıştırılmamış/seyreltilmemiş sert içki |
a stiff drink n.
|
|
312 |
Idioms |
herhangi bir hilede başarılı olmak |
come it v.
|
|
313 |
Idioms |
adı herhangi bir olaya karışmamak |
keep (one's) slate clean v.
|
|
314 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
315 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
316 |
Idioms |
herhangi bir fikri olmamak |
have no idea v.
|
|
317 |
Idioms |
herhangi bir işin içinde olmak |
have a hand in v.
|
|
318 |
Idioms |
herhangi bir işin içinde olmak |
take a hand in v.
|
|
319 |
Idioms |
girdiği herhangi bir sosyal ortamda ilgi odağı olan kimse olmak |
be the life and soul of the party v.
|
|
320 |
Idioms |
herhangi bir karar almaktan kaçınmak |
sit on the fence v.
|
|
321 |
Idioms |
otel vb gibi bir yerden herhangi bir ödeme yapmadan gizlice sıvışmak |
do a moonlight flit v.
|
|
322 |
Idioms |
(herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul etmek |
take it as read v.
|
|
323 |
Idioms |
(özellikle bir kitabın) (içinde) ile ilgili herhangi bir şey (bilgi) olmamak |
have nothing on someone or something v.
|
|
324 |
Idioms |
herhangi bir kısıtlaması/zorunluluğu olmamak |
have no strings attached v.
|
|
325 |
Idioms |
herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç duymamak |
have no strings attached v.
|
|
326 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
327 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
328 |
Idioms |
(birine) herhangi bir sıkıntı yok demek |
give (one) the all-clear v.
|
|
329 |
Idioms |
(herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul edilmek |
be taken as read v.
|
|
330 |
Idioms |
birine herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
331 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
332 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give the all-clear v.
|
|
333 |
Idioms |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let ride v.
|
|
334 |
Idioms |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let something lie v.
|
|
335 |
Idioms |
herhangi bir haber olmaması kötü haber almaktan iyidir |
no news is good news expr.
|
|
336 |
Idioms |
herhangi bir şey (yeni olması şartdeğil) |
any old thing expr.
|
|
337 |
Idioms |
herhangi bir gün |
any other day expr.
|
|
338 |
Idioms |
gece veya gündüz herhangi bir saatte |
at all hours of the day and night expr.
|
|
339 |
Idioms |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
lord willing and the creek don't rise expr.
|
|
340 |
Idioms |
herhangi bir suretle |
for love or money expr.
|
|
341 |
Idioms |
kimseden herhangi bir yardım istemeden |
off one's own bat expr.
|
|
342 |
Idioms |
üzerinde herhangi bir borç olmayan |
free and clear expr.
|
|
343 |
Idioms |
üzerinde herhangi bir borç veya ipotek olmadan |
free and clear expr.
|
|
344 |
Idioms |
(bir kimseyi tanımlarken herhangi bir olumsuz durum için) hiç eser yok |
not have a type of bone in one's body expr.
|
|
345 |
Idioms |
(birinden) herhangi bir ses |
another peep out of (one) expr.
|
|
346 |
Idioms |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.
|
|
347 |
Idioms |
mümkün olabilecek herhangi bir şekilde |
by any stretch expr.
|
|
348 |
Idioms |
mümkün olabilecek/akla gelebilecek/hayal edilebilecek herhangi bir şekilde |
by any stretch of the imagination expr.
|
|
349 |
Idioms |
herhangi bir kısıtlama/zorunluluk olmaksızın |
no strings expr.
|
|
350 |
Idioms |
kayda değer herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
351 |
Idioms |
dikkate değer herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
352 |
Idioms |
göze çarpan herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
353 |
Idioms |
etkileyici herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
Formal |
|
354 |
Formal |
herhangi bir sorumluluğu olmayan genç adam |
roving blade n.
|
|
355 |
Formal |
herhangi bir duyuyu içermeyen (renksiz, tatsız, kokusuz vb.) |
nonsensuous adj.
|
|
356 |
Formal |
herhangi bir duyuyu harekete geçirmeyen |
nonsensuous adj.
|
|
Speaking |
|
357 |
Speaking |
bununla ilgili herhangi bir kanıtınız var mı? |
do you have any evidence of that? expr.
|
|
358 |
Speaking |
burada kaldığınız süre zarfında herhangi bir probleminiz ya da sorunuz olursa |
if you have any problems or any questions during your stay here expr.
|
|
359 |
Speaking |
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok |
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
|
|
360 |
Speaking |
düzeleceğine dair herhangi bir ışık göremiyorum |
I don't see any chance of it coming back expr.
|
|
361 |
Speaking |
herhangi bir sorun var mı? |
Is there any problem? expr.
|
|
362 |
Speaking |
herhangi bir şey olursa |
if anything should happen expr.
|
|
363 |
Speaking |
herhangi bir şey söylemek bana düşmez |
this is not my place to say anything expr.
|
|
364 |
Speaking |
herhangi birine bir şey yaptığımı gördün mü? |
have you seen me do anything to anyone? expr.
|
|
365 |
Speaking |
herhangi bir sabıkam yok |
I have no criminal record expr.
|
|
366 |
Speaking |
herhangi bir sabıkam yok |
I don't have any criminal record expr.
|
|
367 |
Speaking |
herhangi bir yere dokunun |
tap anywhere expr.
|
|
368 |
Speaking |
herhangi bir sorun olursa |
if anything should happen expr.
|
|
369 |
Speaking |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
god willing and the creek don't rise expr.
|
|
370 |
Speaking |
herhangi bir neden belirtilmedi |
no reason was specified expr.
|
|
371 |
Speaking |
herhangi bir ağrınız var mı? |
do you have any pain? expr.
|
|
372 |
Speaking |
herhangi bir yeteneğim var mı bilmiyorum |
I don't know if i have any talent expr.
|
|
373 |
Speaking |
herhangi bir sorun olursa |
if anything happens expr.
|
|
374 |
Speaking |
herhangi bir şekilde mümkünse |
if at all possible expr.
|
|
375 |
Speaking |
herhangi bir problem var mı? |
Is there any problem? expr.
|
|
376 |
Speaking |
herhangi bir şeye ihtiyacın olursa |
if there's anything you need at all expr.
|
|
377 |
Speaking |
herhangi bir hata yaptın mı? |
did you make any mistakes? expr.
|
|
378 |
Speaking |
herhangi bir isteğiniz/ihtiyacınız varsa sormaktan çekinmeyin |
If there's anything you need don't hesitate to ask expr.
|
|
379 |
Speaking |
herhangi bir şey olursa |
if anything happens expr.
|
|
380 |
Speaking |
herhangi bir şekilde mümkünse |
if it is at all possible expr.
|
|
381 |
Speaking |
onunla herhangi bir şekilde bir bağlantın var mı? |
do you have some sort of connection with him? expr.
|
|
382 |
Speaking |
onu herhangi bir şeyle suçladılar mı? |
did they charge him with anything? expr.
|
|
383 |
Speaking |
onun kimseye herhangi bir yararı var mı? |
is he doing anybody any good? expr.
|
|
384 |
Speaking |
yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı? |
is there anything that I can help you with? expr.
|
|
385 |
Speaking |
herhangi bir iptal durumu var mı? |
are there any cancellations? expr.
|
|
386 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
387 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bilinen bir alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
388 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
389 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bildiğiniz bir alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
390 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bilinen bir alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
391 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bildiğin bir alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
392 |
Speaking |
herhangi bir ilaç kullanıyor musunuz? |
are you taking any medications? expr.
|
|
393 |
Speaking |
herhangi bir ilaç kullanıyor musun? |
are you taking any medications? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
394 |
Trade/Economic |
başka herhangi bir iş |
any other business (aob) n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
bir değişkenin herhangi bir andaki toplam ya da birikmiş değeri |
stock n.
|
|
396 |
Trade/Economic |
bir çalışanın aynı şirkette maaşında herhangi bir iyileştirme yapılmadan mevcut çalıştığı departmandan/birimden başka bir departmana/birime transfer edilmesi |
lateral move n.
|
|
397 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
certificate of no objection n.
|
|
398 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
no objection certificate n.
|
|
399 |
Trade/Economic |
doğada arzı sınırlı olan herhangi bir kaynak |
exhaustible resource n.
|
|
400 |
Trade/Economic |
herhangi bir olayın sadece küçük bir kısmının görünür olduğunu savunan düşünce |
iceberg principle n.
|
|
401 |
Trade/Economic |
herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip olmama |
ineligibility n.
|
|
402 |
Trade/Economic |
herhangi bir anda piyasada geçerli olan faiz |
nominal rate of interest n.
|
|
403 |
Trade/Economic |
herhangi bir faaliyetin önceden belirlenen kalitede ve zamanda en az maliyetle başarılması için alınan önlemler |
cost control n.
|
|
404 |
Trade/Economic |
herhangi bir firmanın uyguladığı imalat sistemlerinde gerekli standartlara uyumlu olduğunu gösteren kanıt |
evidence of compliance n.
|
|
405 |
Trade/Economic |
herhangi bir ülkede patlak veren krizin diğer ülkelere de yansıması/geçmesi |
financial contagion n.
|
|
406 |
Trade/Economic |
herhangi bir şart belirtilmeksizin yapılan ciro |
unqualified endorsement n.
|
|
407 |
Trade/Economic |
işletmenin herhangi bir nedenle geçici olarak durması |
outage n.
|
|
408 |
Trade/Economic |
istatistik incelemesinde kullanılan herhangi bir ekonometrik model olasılık dağılımlarının birbirlerinden farklı olması |
heteroscedasticity n.
|
|
409 |
Trade/Economic |
katlanılan maliyetin herhangi bir parçası |
cost fraction n.
|
|
410 |
Trade/Economic |
sendika vb. herhangi bir yasal ya da sosyal anlamda bir güvencesi olmaksızın çalışan insanların oluşturduğu istihdam |
precarious employment n.
|
|
411 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial term of the contract n.
|
|
412 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial contract duration n.
|
|
413 |
Trade/Economic |
üretime yardımcı olan herhangi bir maddi sabit varlık |
facility n.
|
|
414 |
Trade/Economic |
üst yöneticelere hesap veren altında herhangi bir çalışan olmayan yönetici |
non-manager n.
|
|
415 |
Trade/Economic |
herhangi bir ticaret şirketine çalışmayan kızılderili tüccar |
free trader n.
|
|
416 |
Trade/Economic |
herhangi bir değerlendirmeye tabi olmayan |
non-assessable adj.
|
|
417 |
Trade/Economic |
(nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan |
clean adj.
|
|
418 |
Trade/Economic |
bu durumların hiç birinde ilgili pasiflere ilişkin herhangi bir yükümlülüğü bulunmaksızın |
in each case, without liability to account expr.
|
|
419 |
Trade/Economic |
herhangi bir girişimde bulunmasına gerek kalmaksızın |
without any action on the part of ... expr.
|
|
Law |
|
420 |
Law |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
alodiality n.
|
|
421 |
Law |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
allodiality n.
|
|
422 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
constructive trust n.
|
|
423 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
resulting trust n.
|
|
424 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
implied trust n.
|
|
425 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
express trust n.
|
|
426 |
Law |
bir mülkü o mülkün sahibinin izniyle kullanan ancak söz konusu mülk üzerinde herhangi bir yasal hakka sahip olmayan kimse |
bare licensee n.
|
|
427 |
Law |
davada herhangi bir çıkarı olmadığı halde kanuni usullere uygunluğu sağlamak için davacı olan kimse |
nominal plaintiff n.
|
|
428 |
Law |
eşlerden birinin herhangi bir yasal sebebe dayanmaksızın diğerinden ayrı yaşaması |
subtraction of conjugal rights n.
|
|
429 |
Law |
herhangi bir tarih kararlaştırmadan celseyi dağıtma |
adjournment sine die n.
|
|
430 |
Law |
herhangi bir biçimde tutulan veya hapsedilen kişilerin korunması için prensipler bütünü |
body of principles for the protection of all persons under any form of detention or imprisonment n.
|
|
431 |
Law |
hükümdar adına çıkarılan ve herhangi bir imtiyaza sahip olduğunu iddia eden şahıstan iddiasının mesnedini soran karar |
quo warranto n.
|
|
432 |
Law |
herhangi bir veraset talebinde bulunulmayan miras |
vacant succession n.
|
|
433 |
Law |
ingiliz hukunda avukatların sıkı bir rotasyonla herhangi bir müvekkilin davasını üstlenme zorunluluğu |
cab rank rule n.
|
|
434 |
Law |
ingiltere' de dava vekillerinin zorunlu ve dönüşümlü olarak herhangi bir müvekkile atanması |
cab rank rule n.
|
|
435 |
Law |
teslimi herhangi bir şarta tabi olmayan rehin |
equitable lien n.
|
|
436 |
Law |
teslimi herhangi bir şarta tabi olmayan gayrimenkul teminatı |
equitable charge n.
|
|
437 |
Law |
üzerindeki tarih veya eskiliği nedeniyle gerçek kabul edilen herhangi bir tanıklığa gerek duyulmayan kanıt niteliğindeki belge |
ancient document n.
|
|
438 |
Law |
üzerinde herhangi bir müeyyide olmayan mülk |
allod n.
|
|
439 |
Law |
üzerinde herhangi bir müeyyide olmayan mülk |
allodia n.
|
|
440 |
Law |
üzerinde herhangi bir müeyyide olmayan mülk |
allodium n.
|
|
441 |
Law |
üzerinde herhangi bir müeyyide olmayan mülk |
allodial n.
|
|
442 |
Law |
yediemine herhangi bir vecibe yüklemeyen tevdi münasebeti |
dry trust n.
|
|
443 |
Law |
herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olan toprak |
udal n.
|
|
444 |
Law |
herhangi bir feodal yükümlülüğü olmayan toprak sahibi |
udaler n.
|
|
445 |
Law |
herhangi bir feodal yükümlülüğü olmayan toprak sahibi |
udaller n.
|
|
446 |
Law |
mevcut zamanda başlayıp herhangi bir koşula bağlı olmayan miras hakkı |
vested legacy n.
|
|
447 |
Law |
karşılığında herhangi bir geçer bedel verilmeksizin mülkün devredildiği kimse |
volunteer n.
|
|
448 |
Law |
(amerikan devrimi'nden önce) britanya kraliyet memurlarına herhangi bir binada kaçak malları arama yetkisi veren mahkeme emri |
writ of assistance n.
|
|
449 |
Law |
herhangi bir takdir veya keyfi ceza vermek suretiyle cezalandırmak |
amerce v.
|
|
450 |
Law |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması ile ilgili |
alodial adj.
|
|
Politics |
|
451 |
Politics |
yahudilerin israil'e göçünü andıran herhangi bir göç |
aliyah n.
|
|
452 |
Politics |
herhangi bir yasa maddesindeki değişikliğin parlamentodan geçmesi |
pass the amendment n.
|
|
453 |
Politics |
herhangi bir oylamada çoğunluğun sağlanamaması |
lack of majority n.
|
|
454 |
Politics |
herhangi bir seçmenin ön seçim sandığına giderek istediği aday adayına oy verebildiği önseçim |
open primary n.
|
|
455 |
Politics |
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı |
potemkin village n.
|
|
456 |
Politics |
siyasi ve ekonomik anlamda bir durumu başkalarına olduğundan farklı göstermek için yapılan herhangi bir yapı |
potyomkin village n.
|
|
457 |
Politics |
soy ve kültür birlikteliği olduğu halde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikri |
irredentism n.
|
|
458 |
Politics |
herhangi bir yasama organına üye kimse |
member n.
|
|
459 |
Politics |
herhangi bir grupla ilişkisi olmayan |
tribeless adj.
|
|
460 |
Politics |
herhangi bir siyasi parti veya örgütle bağlantısı olmayan |
independent adj.
|
|
Industry |
|
461 |
Industry |
(solvent veya herhangi bir sıvının işlenmediği) işletim öncesi test süreci |
dry commissioning n.
|
|
462 |
Industry |
bir duruma herhangi bir ayrıntı olmaksızın genel bakış |
helicopter view n.
|
|
Media |
|
463 |
Media |
(hikaye, reklam) gazetenin herhangi bir bölümünde yer alan |
run-of-paper adj.
|
|
Technical |
|
464 |
Technical |
bir cismi yalıtkan yapan veya yalıtan herhangi bir madde |
insulator n.
|
|
465 |
Technical |
buharlaşma basıncı olan herhangi belirli bir sıcaklık |
saturation temperature n.
|
|
466 |
Technical |
dünya ile güneş arasındaki herhangi bir gezegen |
interior planet n.
|
|
467 |
Technical |
dikromik asitin herhangi bir tuzu |
dichromate n.
|
|
468 |
Technical |
gemilerinin açık denizde herhangi bir engel olmadan serbest olarak hareket edebilmesi |
freedom of the seas n.
|
|
469 |
Technical |
herhangi bir yüzeyde yığılı olan radyoaktif madde |
active deposit n.
|
|
470 |
Technical |
herhangi bir şeyin modeli |
mock up n.
|
|
471 |
Technical |
herhangi bir radyasyon kaynağı ile bir detektör arasında bulunan obje |
absorber n.
|
|
472 |
Technical |
herhangi bir kürenin en büyük dairesi |
diametral plane n.
|
|
473 |
Technical |
herhangi bir yansıtıcı için hız girişim ölçme sistemi |
velocity interferometer system for any reflector (visar) n.
|
|
474 |
Technical |
herhangi bir şeyin küçük bir miktarı |
dram n.
|
|
475 |
Technical |
herhangi bir işin yapılması usulü |
technique n.
|
|
476 |
Technical |
herhangi bir malzemeden küçük bir parça |
patch n.
|
|
477 |
Technical |
herhangi bir boya veya boya maddesi |
fucus n.
|
|
478 |
Technical |
herhangi bir şeyin en üst noktası |
height n.
|
|
479 |
Technical |
herhangi bir şeyin en içteki parçası |
core n.
|
|
480 |
Technical |
herhangi bir etki gözlenemeyen yoğunluk düzeyi |
no observed effect concentration n.
|
|
481 |
Technical |
herhangi bir kaynaktan yayılan fakat henüz çarpışmamış olan nötronlar |
virgin neutrons n.
|
|
482 |
Technical |
içinde kullanıcının servis yapabileceği herhangi bir parça yoktur |
no user serviceable parts inside n.
|
|
483 |
Technical |
kesmek için kullanılan herhangi bir alet |
hack n.
|
|
484 |
Technical |
kendisini tamamlayan herhangi bir şey |
integer n.
|
|
485 |
Technical |
yüzen herhangi bir şey |
flotage n.
|
|
486 |
Technical |
90 ° dışındaki herhangi bir açı |
bevel angle n.
|
|
487 |
Technical |
titreşimli harekette denge noktasının hat üzerindeki herhangi bir noktaya olan uzaklığı |
displacement n.
|
|
488 |
Technical |
herhangi bir maddenin üzerindeki asit ve tuz gibi maddeleri temizlemek |
edulcorate v.
|
|
489 |
Technical |
herhangi bir sıvıyı donma noktasına kadar soğutmak |
supercool v.
|
|
Computer |
|
490 |
Computer |
alanın herhangi bir bölümü |
any part of field n.
|
|
491 |
Computer |
dijital ortamda en az 24 saat boyunca dikkatleri üzerine toplayan herhangi bir kelime veya ifade |
yanny n.
|
|
492 |
Computer |
google sayfa değerinin yükselmesi için bir sitenin kendi sitesinin anasayfasında veya herhangi bir alt sayfasında başka bir siteye banner veya text link vermesi veya barındırması |
backlink n.
|
|
493 |
Computer |
herhangi bir ıp adresi |
any ip address n.
|
|
494 |
Computer |
herhangi bir tuşla durdurma |
any key abort n.
|
|
495 |
Computer |
herhangi bir kaynak |
any source n.
|
|
496 |
Computer |
herhangi bir grup |
any apartment n.
|
|
497 |
Computer |
herhangi bir alan |
any field n.
|
|
498 |
Computer |
herhangi bir zaman |
any time n.
|
|
499 |
Computer |
herhangi bir alana girilen değerin belirtilen bir değerle karşılaştırılabilir olmasını sağlayan özellik |
comparevalidator n.
|
|
500 |
Computer |
herhangi bir öğe |
any items n.
|
|